Hayatımın Şarkısı Sıradan Bir Gençlik Filmi mi?

Fransa’da tam 7,5 milyon izleyci kitlesine ulaşan ve son yıllardaki en iyi Fransız filmi olarak öne çıkan La famille Bélier, Hayatımın Şarkısı adıyla ülkemizde şu sıralar gösterimde. Louane Emera, Karin Viard ve François Damiens’in başlıca rollerinde yer aldığı filmin yönetmeni Eric Lartigau. Fransa Belçika ortak yapımı olan film, 2015 César Ödülleri Umut Veren Kadın Oyuncu (L. Emera, 2015 Lumière Ödülleri En İyi Kadın Oyuncu (K. Viard), Umut Veren Kadın Oyuncu (L. Emera) ve 2014 Sarlat (Fransa) İzleyici Ödüllerini almış.

Hemen belirtmeliyim ki içeriği ile öne çıkan yabancı filmlerde, kaçınılmaz olan dil ve anlatım sorunları, La famille Bélier yani Hayatımın Şarkısı filminde kendisini fazlasıyla hissettiriyor. Alt yazıyı okumaktan filmi anlamaya, anlamaya çalışmaktan da çekim ögelerini yakalamaya fırsat kalmıyor. Belki de en iyisi Türkçe dublaj. Üstelik Fransızca bir filmin soyut anlatım olanaklarının genişliğinde, içerik avcılığı yapmak için alt yazı olayı tam bir işkenceye dönüşüyor. Durum bu olunca Türkçe gösterim afişinde yer alan Çok Gülecek,Çok Ağlayacaksınız sloganının en azından ilk bölümü güme gidiyor. Mizah olgusunun ögelerini yakalamak hele de bu tarz bir filmi komedi türüne dahil etmek bana göre uygun düşmüyor.

La Famille Bélier filminde hikaye; mandıracılık yaparak geçimini sağlayan ve 16 yaşındaki Paula hariç, tüm bireyleri işitme engelli olan bir aile eksininde geçiyor. Aile için erişilebilirliğin kaynağı ise Paula. Genç kız, tüm aile bireyleri için klavuzluk yapıyor. Yeri geliyor işaret dilini konuşma diline, yeri geliyor konuşma dilini aile bireyleri için işaret diline çeviriyor. Yaşından beklenmeyen bir olgunluk, çalışkanlık ve aile bağlılığı tutumu gösteren Paula, işitme engelli olan babası, annesi ve erkek kardeşinin hem sesi hem de kulağı olmuş…
Bu noktada, engelli bir ailenin cinselliği yaşayış, ilk cinsel deneyimleri ne kadar abartılı anlatılmış olsa da, engelsiz olan Paula’nın genç kızlığa geçiş dönemi o kadar güzel sunulmuş.

Bağımsız yaşama becerilerinin her zaman ciddi bir sorun olduğu engelli dünyasında, bu sorunla yüzleşme de yine Paula’nın yetişkinliğe adım attığı dönemde olacaktır. Paula’nın önünde bir anda iki seçenek belirmiştir. Ya ailesine klavuzluk etmeye devam edecek ya da kendi hayallerinin peşinden koşacaktır. Genç kızın bir hayatı olduğu gerçeğiyle yüzleşmesi de müzik öğretmeni Bay Thomasson’un ondaki müzik yeteneğini keşfetmesiyle başlar…

Her ne kadar Amerikan sinemasındaki yarış, kazanma duygusu ve sıra dışı, idealist öğretmen vurgusu filmin kısa bir bölümünde etkisini gösterse de Hayatımın Şarkısı, Sıradan Bir Gençlik Filmi diyebileceğimiz kıvamda değil. Hele de Michel Sardou vurgusu ve Je Vole şarkısı ile filmdeki tüm şarkıları da kendi seslendiren Louane Emera’nın oyunculuk performansı da övgüyü hak ediyor…

Sonuç olarak, özgün adı La famille Bélier; olan hayattan alınma konusu ve etkileyici müzikleri yanında sevimli karakterleri ile ‘izlediğime değdi’ diyebileceğim bir film oldu. İzleyin, etkileneceksiniz…

Şahbender KORKMAZ

Sizin İçin Önerdiğimiz Yazılar